23 Ağustos 2014 Cumartesi

EY SEVGİLİ...
Sevmek zor mudur gerçekten? Yüreğini açmak içten olmak. İçindeki sevginin coşarak taşması yüreğinden. Ey sevgili....

Ey sevgili,
sevmek nedir? fedakarlık, merhamet, şefkat değil mi?
Dahası; dahası ey sevgili sevmek sevdiğinin gül yüzü solmasın diye uğraşmaktır, gönlünü kırmamak için çaba sarf etmektir, seni çok kızdırsa bile affetmektir. Çünkü sevmek biraz da kıyamamaktır. Gözünün içine bakarak konuşmak, sohbetinden mutlu olmak, ona kin tutamamaktır. Sevmek sabah yanında olduğu için mutlu olmak o uyurken gül yüzünü seyretmektir. Sevmek bir bardak su içerken bir bardak ta ona götürmektir. Sevmek sevdiğinin senin sevdiğin olduğu için göğsünün kabarmasıdır. Ne kadar şanslı olduğunu bilmesidir. Tartıştığında sıkıntı yaşadığında onunla barışmak için olmadık bahaneler uyduırabilmektir, kin tutamamaktır, sevmek kirpiklerinin sevinçten ıslanmasıdır, pişmanlıktan ya da üzüntüden değil...Çünkü bilir ki bu yazılanlar seni de mutlu edecek davranışlardır. Bu davranışlar görebilmen için arada da  olsa senin yapman gerekir. Sevgili olmak canan olmak bunu gerektirir.
Ey sevgili sevmek birbirinin cenneti olmaktır. Cennete girmek için ise ene' yi ( ben duygusunu) bir kenara koymaktır. Çünkü sevgili bilirsin nefis var gücüyle kötüyü emreder.
Her akşam yattığında içecek su için, yiyecek yemek için, bunların lezzetini alma duygun için, elin ayağın için, aklın ve muhakeme gücün için, dermansız bir derdin olmadığı için, hapiste bir yakının olmadığı için, sevgi ve güveni veren ailen için şükrederek uyumaktır. Tüm bunları verene "ben  bu gün cennete bir adım daha yaklaşmak için ne yaptım?" diye sormaktır sevgi.

Ey sevgili , Sevgi sabah uyuyan çocuğunu şefkatle okşamaktır. Bilirsin sevgili en güzel davranışlar sevgi ile aktarılabilir. Yüreğinden akan o ılık sevgiyi, bakışlarınla gelen dinginliği en iyi çocuklar anlar.Çocuklar bizim en büyük sevgi mirasçılarımız değiller mi? Bizler kuşu öldüğü için mescide gelemeyen çocuğu ziyaret eden bir peygamberin ümmetiyken, çocuklarımıza anlattığımız inançta neden sevginin, şefkatin ve merhametin yeri bu kadar az. Neden çocuğumuza bir büyük gibi davranmayı tavsiye eden peygamberi değil de onu önemsememeyi tavsiye edenbüyükleri dinleriz ki? Neden ortak inanç değerlerini uygulamak görevini sadece çocuklara has görüyoruz da, aynı inanç bize sabırlı ol, merhametli ol şefkatli ol dediğinde bunu yapmıyoruz. Neden kendimizi hep büyük görüyoruz. Neden zor ulaşılmaz insan olmayı seçeriz de kolaylaştıran sakinleştiren dinginleştiren bir insan olmayı tercih etmeyiz ki...

Ey sevgili,  alttan almak bir yenilgi midir? Yoksa' Ya Sabır! ' çekmek midir? Ya da Allah' a havale etmek değil midir? Seven iki taraf varsa  yenmekten ve yenilmekten bahsedebilir miyiz?

Anla artık Ey sevgili, hiç bir kimse bu anlatılanları  tek başına yapamaz. Yapar,  bir müddet sonra azalır tükenir. Ne zamanki karşılıklı bir uğraş varsa sevgi ve şefkatin inşası için, ne zaman ki bir seferinde o koşuyorsa peşinden diğer seferinde sen koşuyorsun işte o zaman cennet olur senin evin. Paranın adı geçmez malın mülkün satın alamaz o ağız tadını. Çünkü yoklukla bile geçersin dalganı. İşte böyle sevgin olursa samanlık seyran olur. Seyran olmaz derler ama olur.Paraya ihtiyacın yok gönül almak için. Yol kenarındaki bir papatyayı kopart sevdiğinin buğday başağı uçuşan saçlarına. Bak gözlerinin içine. Konuşmana gerek yok. Ya da balkonundan bak doğan aya, koy sevdiğinin omuzuna elini, güzel bir şiir oku yazamadıysan da oku. Sevdiğinden mutlusu olur mu?

Ey sevgili eğer bunları hissedemiyorsan sen önce kendi içine bir ayna tut. Sen biliyor musun kendinin ne ile mutlu olacağını? Hayatta önce sen ne istediğine ne ile mutlu olacağına karar verirsen ancak mutlu olabilirsin ve tabi ki mutlu edebilirsin.
Ey sevgili hiç kimse kendi başına mutlu olamaz. Sevdiğinle tamamlanır mutluluk. Hepimiz kendimize dönelim, içimize dönelim bulalım kaybettiğimiz değerlerimizi sevgimizi. Dünya ancak o şekilde yaşanılır bir yer olur. Gelecek için belki bir umut doğar. Bu umut evlerimizden yükselsin..
Ey sevgili..
Ey sevgililer...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder