EY SEVGİLİ...
Sevmek zor mudur gerçekten? Yüreğini açmak içten olmak. İçindeki sevginin coşarak taşması yüreğinden. Ey sevgili....
Ey sevgili,
sevmek nedir? fedakarlık, merhamet, şefkat değil mi?
Dahası; dahası ey sevgili sevmek sevdiğinin gül yüzü solmasın diye uğraşmaktır, gönlünü kırmamak için çaba sarf etmektir, seni çok kızdırsa bile affetmektir. Çünkü sevmek biraz da kıyamamaktır. Gözünün içine bakarak konuşmak, sohbetinden mutlu olmak, ona kin tutamamaktır. Sevmek sabah yanında olduğu için mutlu olmak o uyurken gül yüzünü seyretmektir. Sevmek bir bardak su içerken bir bardak ta ona götürmektir. Sevmek sevdiğinin senin sevdiğin olduğu için göğsünün kabarmasıdır. Ne kadar şanslı olduğunu bilmesidir. Tartıştığında sıkıntı yaşadığında onunla barışmak için olmadık bahaneler uyduırabilmektir, kin tutamamaktır, sevmek kirpiklerinin sevinçten ıslanmasıdır, pişmanlıktan ya da üzüntüden değil...Çünkü bilir ki bu yazılanlar seni de mutlu edecek davranışlardır. Bu davranışlar görebilmen için arada da olsa senin yapman gerekir. Sevgili olmak canan olmak bunu gerektirir.
Ey sevgili sevmek birbirinin cenneti olmaktır. Cennete girmek için ise ene' yi ( ben duygusunu) bir kenara koymaktır. Çünkü sevgili bilirsin nefis var gücüyle kötüyü emreder.
Her akşam yattığında içecek su için, yiyecek yemek için, bunların lezzetini alma duygun için, elin ayağın için, aklın ve muhakeme gücün için, dermansız bir derdin olmadığı için, hapiste bir yakının olmadığı için, sevgi ve güveni veren ailen için şükrederek uyumaktır. Tüm bunları verene "ben bu gün cennete bir adım daha yaklaşmak için ne yaptım?" diye sormaktır sevgi.
Ey sevgili , Sevgi sabah uyuyan çocuğunu şefkatle okşamaktır. Bilirsin sevgili en güzel davranışlar sevgi ile aktarılabilir. Yüreğinden akan o ılık sevgiyi, bakışlarınla gelen dinginliği en iyi çocuklar anlar.Çocuklar bizim en büyük sevgi mirasçılarımız değiller mi? Bizler kuşu öldüğü için mescide gelemeyen çocuğu ziyaret eden bir peygamberin ümmetiyken, çocuklarımıza anlattığımız inançta neden sevginin, şefkatin ve merhametin yeri bu kadar az. Neden çocuğumuza bir büyük gibi davranmayı tavsiye eden peygamberi değil de onu önemsememeyi tavsiye edenbüyükleri dinleriz ki? Neden ortak inanç değerlerini uygulamak görevini sadece çocuklara has görüyoruz da, aynı inanç bize sabırlı ol, merhametli ol şefkatli ol dediğinde bunu yapmıyoruz. Neden kendimizi hep büyük görüyoruz. Neden zor ulaşılmaz insan olmayı seçeriz de kolaylaştıran sakinleştiren dinginleştiren bir insan olmayı tercih etmeyiz ki...
Ey sevgili, alttan almak bir yenilgi midir? Yoksa' Ya Sabır! ' çekmek midir? Ya da Allah' a havale etmek değil midir? Seven iki taraf varsa yenmekten ve yenilmekten bahsedebilir miyiz?
Anla artık Ey sevgili, hiç bir kimse bu anlatılanları tek başına yapamaz. Yapar, bir müddet sonra azalır tükenir. Ne zamanki karşılıklı bir uğraş varsa sevgi ve şefkatin inşası için, ne zaman ki bir seferinde o koşuyorsa peşinden diğer seferinde sen koşuyorsun işte o zaman cennet olur senin evin. Paranın adı geçmez malın mülkün satın alamaz o ağız tadını. Çünkü yoklukla bile geçersin dalganı. İşte böyle sevgin olursa samanlık seyran olur. Seyran olmaz derler ama olur.Paraya ihtiyacın yok gönül almak için. Yol kenarındaki bir papatyayı kopart sevdiğinin buğday başağı uçuşan saçlarına. Bak gözlerinin içine. Konuşmana gerek yok. Ya da balkonundan bak doğan aya, koy sevdiğinin omuzuna elini, güzel bir şiir oku yazamadıysan da oku. Sevdiğinden mutlusu olur mu?
Ey sevgili eğer bunları hissedemiyorsan sen önce kendi içine bir ayna tut. Sen biliyor musun kendinin ne ile mutlu olacağını? Hayatta önce sen ne istediğine ne ile mutlu olacağına karar verirsen ancak mutlu olabilirsin ve tabi ki mutlu edebilirsin.
Ey sevgili hiç kimse kendi başına mutlu olamaz. Sevdiğinle tamamlanır mutluluk. Hepimiz kendimize dönelim, içimize dönelim bulalım kaybettiğimiz değerlerimizi sevgimizi. Dünya ancak o şekilde yaşanılır bir yer olur. Gelecek için belki bir umut doğar. Bu umut evlerimizden yükselsin..
Ey sevgili..
Ey sevgililer...
Evden haberler
Her gün yeni bir umut her gün yeni bir başlangıç...
23 Ağustos 2014 Cumartesi
26 Kasım 2013 Salı
PROFİTEROL
Hayat çok hızlı akıyor. Çocuklarımız hızla büyüyor. Daha dün bebek kokusunu içimize çekmeye doyamadığımız yavrularımızın bu gün bir genç kız oluşunu izliyoruz. Uykusuz kaldığım gecelerde ne zaman deliksiz uyuyacağım diyordum. Çocuklarımın büyüdüğü günlerde, onlar deliksiz uyurken, benim uykumu kaçıran pek çok farklı kaygıyla savaşır buluyorum kendimi. Bekar olduğum zamanlarda nasıl bir çocuk yetiştirme hayalim vardı, şimdi bu hayal ne kadar gerçek oldu, bunu düşünüyorum mesela.Yaşamın zorluklarıyla mücadele edebilecek mi çocuğum? Kalp kırmanın ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu bilerek çevresine hassas davranacak mı? Haksızlığa uğrasa da prensiplerine bağlı bir şekilde davranabilecek mi? Tüm dünya yalan söylerken, tek kişi kalma pahasına da olsa doğruların peşinden koşabilecek cesareti ve kendine güveni sergileyebilecek mi? Hakkını savunurken insanların hakkına riayet etmeyi becerebilecek mi? Sosyal ilişkide bulunduğu insanlar onu yetiştiren anne babaya hayır duada bulunacak mı? İşte zihni meşgul edip uykusuzluğa sebep olan düşünceler listesi böyle uzayıp gidiyor. Bu kaygılar kuşkusuz bitmez. Her anın tadını çıkarmak önemli.
Anılardan oluşuyor yaşamımız ve ileride bu anılar bizlerin zihninde kalacak. Kaygılarla bu anları kaçırmayalım. Ve en önemlisi kendimiz ve yaşam akışımız için çocuklarımızı bir yük olarak görmeyelim. Onlar Rabbin bize verdiği emanetler. Tabi ki en güzel nimetlerden biri değil mi? Rabbim tüm çocuklara hayırlı bir ömür versin, topluma yarar sağlayacak bireyler olmasını nasip etsin.
Bu düşünceler bitmez ben en iyisi bir önceki postta bahsettiğim profiterol tarifini yazayım;
Hamur Malzemeleri:
300 gr su
100 gr tereyağ
Bir tutam tuz
140 gr un (1 silme su bardağı) 4 yumurta
Krema Malzemeleri:
600 gr süt ( 3 su bardağı)
2 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı nişasta
120 gr toz şeker ( 2/3 su bardağı)
1 yumurta
50 gr tereyağ
Vanilya
Çikolatalı sos için:
80 gr çikolata
100 gr ( 1/2 paket krema)
Yapılışı: Bir tencereye su, tereyağ ve tuz koyulur.Kısık ateşte yağın erimesi beklenir.Yağ erir erimez içine un ilave edilir. Güzelce karıştırılır. Çok kısık ateşte bir dakika boyunca karıştırılarak pişirilir. Daha sonra ocaktan alınır. El yakmayacak kadar soğuyunca yumurtalar teker teker ilave edilir. Her bir yumurtadan sonra iyice karıştırılmadan ikinci yumurta ilave edilmez.
Hepsi bitince varsa krema sıkma torbasına yoksa buzdolabı poşetine koyularak, yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklı olarak sıkılır. 180 C ısıtılmış fırında pişirilir.
Pişerken fırın kapağı açılmaz. Piştikten sonra da fırın biraz soğuyana kadar içinde bekletilir, daha sonra bir kenara alınır. Krema için yağ ve vanilya hariç tüm malzemeler karıştırılarak pişirilir. Koyulaşınca ocaktan alınır, biraz ılınınca içine yağ ve vanilya koyularak 6-7 dk mikserle çırpılır. Üzerine değecek şekilde plastik folyo kapatılır.
( kabuk bağlamaması için.)
Sos için çok kısık ateşte krema ısıtılır, ama kaynatılmaz. İçine küçük doğranmış çikolata ilave edilir. Karıştırılır. Sosumuz hazır. Profiterolleri ortadan ikiye kesip içine kremayı dolduruyoruz. Hepsini bu şekilde hazırlayarak bir tabağa diziyoruz. Üzerine sos gezdiriyoruz. Afiyet olsun. Not:1- Profiterolleri kestiğiniz zaman içinde bir miktar hamurumsu bir kısım olabilir. Onları alabilirsiniz veya ortadan kestikten sonra tekrar fırınlayabilirsiniz -ki bu şekilde daha çıtır çıtır bir profiterol elde edersiniz.
2- Krema ve sosla bu şekilde uğraşmak istemezseniz veya zamanınız yoksa, krema için Dr Oetker Crem Ole vanilyalı hazırlanır, içine yarım paket krem şanti eklenir çırpılır. Sos içinse hazır çikolatalı sos kullanılabilir. Ama asıl tarifle yaptığınız zaman lezzetine doyamayacaksınız.
25 Kasım 2013 Pazartesi
16 Ocak 2012 Pazartesi
Hayat
Yüreğinin üşüdüğü oldu mu? Yapayalnız kaldığını hissettiğin...
Yaşadığın yılların bir anda sabun köpüğü gibi kaybolduğunu ve bu kayboluşun nedenini bir türlü anlayamadığın oldu mu? Ya da hayatının anlamını, bunca yıl ne için uğraştığını kendine defalarca sorduğun ama cevap alamadığın oldu mu? İşte hayat bir rüzgar gibi kayıp gidiyor ellerimin arasından, ben ise sadece iyi niyetlerle bekleyişimin bedelini uçup giden hayatımın ve hayallerimin ardından hüzünlü yaşlarla bakarak ödüyorum....Demek fazla optimist yaklaşmışım hayat,demek hayatın bana hazırladığı kocaman kocaman süprizler bir kelimeye sığıyormuş'mutsuzum' neden? 'bilmiyorum.'Evet sadece bir kelime aslında geçen yıllarda verilememiş soruların cevabıymış. Ben cevapları oysa çok farklı yerlerde aramışım. Ben hayatın bir ucundan tutarken diğer ucunun elimden uçup gittiğini farketmemişim.
Evet bir gün gelecek derdim hep, bir gün gelecek sabret. İyilik galip gelecek her şey düzelecek,iyiliğin kıymeti anlaşılacak.Sen doğru yoldasın, devran dönecek....
Benim yanılgım gelecek olan günün bu dünyada olmasını ümit etmek ti!
Ama demek öteki bahara kalmış.
Elveda ümitler, iyilik ve güzellikle dolu beklentiler...
Elveda, elveda.....
Yaşadığın yılların bir anda sabun köpüğü gibi kaybolduğunu ve bu kayboluşun nedenini bir türlü anlayamadığın oldu mu? Ya da hayatının anlamını, bunca yıl ne için uğraştığını kendine defalarca sorduğun ama cevap alamadığın oldu mu? İşte hayat bir rüzgar gibi kayıp gidiyor ellerimin arasından, ben ise sadece iyi niyetlerle bekleyişimin bedelini uçup giden hayatımın ve hayallerimin ardından hüzünlü yaşlarla bakarak ödüyorum....Demek fazla optimist yaklaşmışım hayat,demek hayatın bana hazırladığı kocaman kocaman süprizler bir kelimeye sığıyormuş'mutsuzum' neden? 'bilmiyorum.'Evet sadece bir kelime aslında geçen yıllarda verilememiş soruların cevabıymış. Ben cevapları oysa çok farklı yerlerde aramışım. Ben hayatın bir ucundan tutarken diğer ucunun elimden uçup gittiğini farketmemişim.
Evet bir gün gelecek derdim hep, bir gün gelecek sabret. İyilik galip gelecek her şey düzelecek,iyiliğin kıymeti anlaşılacak.Sen doğru yoldasın, devran dönecek....
Benim yanılgım gelecek olan günün bu dünyada olmasını ümit etmek ti!
Ama demek öteki bahara kalmış.
Elveda ümitler, iyilik ve güzellikle dolu beklentiler...
Elveda, elveda.....
19 Nisan 2011 Salı
GÜNÜN ŞİİRİ
Bir Eşi Olmalı İnsanın
Bir eşi olmalı insanın..
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O'nun sesini.
Akşam... onu görecek diye pırpır etmeli yüreği.
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan,
Eve dönerken, cennetten köşe almışçasına.
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı..
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın !
"Ben seni ölene dek seveceğim boş laf.
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim" .
Can Yücel
Sevgiyi en güzel anlatan şairdir Can Yücel.
Bir eşi olmalı insanın..
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O'nun sesini.
Akşam... onu görecek diye pırpır etmeli yüreği.
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan,
Eve dönerken, cennetten köşe almışçasına.
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı..
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın !
"Ben seni ölene dek seveceğim boş laf.
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim" .
Can Yücel
Sevgiyi en güzel anlatan şairdir Can Yücel.
Evde Çikolata Şelalesi
Alışveriş merkezlerinde bir çok çikolata severin canını çektiren çikolata şelalelerini görmüşsünüzdür. Niye o kadar pahalı olduğuna bir türlü akıl sır erdiremiyorum. Biz de malum kalabalığız, acaba evde yapsak nasıl olur derken denemelerimizin ikincisinde başarılı olduk. Şimdi artık çocuklarım evde yaptığımız şelalenin tadını daha çok beğeniyorlar. Özellikle geç saatlerde gelen çikolata krizine pratik, meyveli ve sağlıklı(!) bir çözüm. En azından kendimizi böyle rahatlatalım değil mi? İşte tarif umarım siz de beğenirsiniz.
*Meyve çeşitlerini isteğe göre artırabilirsiniz.
*Bu malzemelerle porsiyon büyüklüğüne bağlı olarak 3 veya 4 kişi çikolata krizini atlatabilir.
EV USÜLÜ ÇİKOLATA ŞELALESİ
Malzemeler:
80 gr sütlü çikolata
80 gr bitter çikolata
200 gr krema
1 kivi, 1 muz,1 portakal,1 elma,20 adet çilek.
Yapılışı: Derin bir kapta kremayı ısıtıyoruz. Kaynatmayın. İçine ince ince kestiğimiz çikolataları ekliyoruz. Ocağı kapatıp,çikolatalar eriyene kadar karıştırıyoruz.Çikolata hazır olunca, meyveleri küçük küçük doğrayarak eşit şekilde kaselere bölüştürüyoruz. Meyvelerin üzerine çikolatamızdan bolca dökerek hemen servis ediyoruz. Ilık Ilık tüketilmesi önemli. Afiyet olsun.
*Eğer bu arada çikolatamız hafif katılaşmışsa ocağın en kısık ateşinde bir kaç saniye daha tutup sıvı hale getirebiliriz. Ama lütfen bu süreye dikkat edin, eğer yüksek ateşte uzun süre kalırsa çikolatanın kıvamı bozulur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)